Senin hayatın çok sıkıcı ve yavan.
- Your life is boring and uninteresting.
O, akşamı sıkıcı ve ilgi çekmeyen, kısaca, bir zaman kaybı buldu.
- She found the evening boring and uninteresting, in short, a waste of time.
Tom'un patlak tekerini tamir etmeyi önerdim.
- I offered to fix Tom's flat tire.
Bir patlak tekerim var.
- I've got a flat tire.
'Yeah,' said my delightful inquisitor, with an attempt at casual indifference or uninterest that to the tutored eye only revealed all the more starkly her rising excitement.