Evde şanssız bir kaza vardı. - There was an unfortunate incident at home.
Evde şanssız bir kaza vardı.
There was an unfortunate incident at home.
Şu şanssız insanlara acıdı. - She sympathized with those unfortunate people.
Şu şanssız insanlara acıdı.
She sympathized with those unfortunate people.
Hayır, ne yazık ki; aksine. - No, unfortunately; on the contrary.
Hayır, ne yazık ki; aksine.
No, unfortunately; on the contrary.