unfortunate situation, trouble, problems (a fix, a mess)

listen to the pronunciation of unfortunate situation, trouble, problems (a fix, a mess)
Englisch - Türkisch

Definition von unfortunate situation, trouble, problems (a fix, a mess) im Englisch Türkisch wörterbuch

soup
çorba

Bir bardak sıcak çorba beni rahatlattı. - A cup of hot soup relaxed me.

Çorbanızı içerken ses çıkartmayınız. - Don't make noises when you eat soup.

soup
{i} et suyu
soup
etsuyu
soup
{i} fotoğraf banyo ilacı
soup
{i} nitrogliserin
soup
temel elemanların karışımı
soup
soup kitchen fakirlere parasız çorba dağıtılan mutfak
soup
yoğun sis
soup
soup ticket parasız çorba almak için vesika
soup
foto
soup
{i} motor gücü
soup
banyo eczası
soup
ar
soup
imaret
Englisch - Englisch
soup
unfortunate situation, trouble, problems (a fix, a mess)
Favoriten