understanding, skill, learning, notice

listen to the pronunciation of understanding, skill, learning, notice
Englisch - Türkisch

Definition von understanding, skill, learning, notice im Englisch Türkisch wörterbuch

knowledge
{i} bilgi

Fizik hakkında çok fazla bilgim yok. - I don't have much knowledge of physics.

Bilal bilgili bir kişidir. - Bilal is a person of knowledge.

knowledge
kanaat
knowledge
to my knowledge bildiğim kadar
knowledge
enformasyon
knowledge
{i} bilim

Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı. - The scientist explained the strange phenomena in the light of recent scientific knowledge.

Bilimsel bilgi 16.yüzyıldan beri büyük ölçüde ilerledi. - Scientific knowledge has greatly advanced since the 16th century.

knowledge
intuitive knowledge hisle edinilen bilgi
knowledge
{i} anlama
knowledge
take knowledge of biri hakkında anlamak
knowledge
{i} haber

Mary annesinden habersiz kek yaptı. - Mary made a cake without her mother's knowledge.

knowledge
{i} irfan
knowledge
bildiğime göre
knowledge
eski cinsi münasebet
knowledge
{i} tecrübe

Onun bilgisi ve tecrübesi var. - He has knowledge and experience.

knowledge
{i} malumat
knowledge
this branch of knowledge ilmin bu dalı
Englisch - Englisch
{n} knowledge
understanding, skill, learning, notice
Favoriten