Englisch - Türkisch
Definition von underhand; dubious im Englisch Türkisch wörterbuch
- cheap
- {s} ucuz
Bu ucuz değildi, değil mi?
-This wasn't cheap, was it?
Öyle ucuz bir otelde misafir edilmesi tuhaf.
-It is strange that he should be put up at such a cheap hotel.
- cheap
- ucuzca
- cheap
- {s} aciz
- cheap
- {s} bayağı
- cheap
- ucuza
Onun mallarının yarısı ucuza satıldı.
-Half her goods were sold cheap.
Hiçbir şeyi istediğimiz kadar ucuza almayız.
-We get nothing so cheaply as we want.
- cheap
- {s} uğraşsız
- cheap
- cimri kimse
- cheap
- {s} kalitesiz
- cheap
- değerini düşürmek
- cheap
- ucuzlamak
- cheap
- ucuzcu
- cheap
- cimri
Böyle bir cimri olma.
-Don't be such a cheapskate.
Sen böyle bir cimrisin.
-You're such a cheapskate.
- cheap
- basit
- cheap
- adi
O, adi davranış sergiledi.
-He behaved in a cheap manner.
- cheap
- adice
- cheap
- (sıfat) ucuz, değersiz, bayağı, kalitesiz, aciz, zahmetsiz, uğraşsız
- cheap
- az zahmetle elde edilebilen
- cheap
- dirt cheap çok ucuz
- cheap
- eli sıkı/ucuz
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von underhand; dubious im Englisch Englisch wörterbuch
- cheap
underhand; dubious
Silbentrennung
underhand; du·bi·ousAussprache
Resimler
Historie
Favoriten