Şımarık bir çocuğu övmenin hiçbir faydası yok. Onlar sıkı bir eğitime maruz kalmalılar.
- There are no benefits from praising a spoiled child. They should undergo a strict education.
Onun annesi gelecek hafta önemli bir ameliyat geçirecek.
- Her mother is going to undergo a major operation next week.
Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.
- The surgeon persuaded him to undergo an organ transplant.
Leyla bir kalp ameliyatı daha geçirmek zorunda kaldı.
- Layla had to undergo another heart surgery.
O zor bir operasyon geçirmek zorunda kaldı.
- She had to undergo a difficult operation.
Tom zaten ameliyat geçirmiş.
- Tom has already undergone surgery.
O bir beyin ameliyatına maruz kaldı.
- He underwent brain surgery.
Olaydan sonra ilişkimiz ani bir değişim geçirdi.
- After the incident, our relationship underwent a sudden change.
O riskli bir ameliyat geçirdi.
- He underwent a risky operation.
The project is undergoing great changes.
She had to undergo surgery because of her broken leg.