Şımarık bir çocuğu övmenin hiçbir faydası yok. Onlar sıkı bir eğitime maruz kalmalılar.
- There are no benefits from praising a spoiled child. They should undergo a strict education.
Cerrah beni bir organ nakli operasyonu geçirmem için ikna etti.
- The surgeon persuaded me to undergo an organ transplant operation.
Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.
- The surgeon persuaded him to undergo an organ transplant.
O düşüşünden hemen sonra bir operasyon geçirmek zorunda kaldı.
- He had to undergo an operation immediately after his fall.
O zor bir operasyon geçirmek zorunda kaldı.
- She had to undergo a difficult operation.
Tom zaten ameliyat geçirmiş.
- Tom has already undergone surgery.
O bir beyin ameliyatına maruz kaldı.
- He underwent brain surgery.
Geçen yıl büyük bir ameliyat geçirdim.
- I underwent major surgery last year.
O riskli bir ameliyat geçirdi.
- He underwent a risky operation.
The project is undergoing great changes.
She had to undergo surgery because of her broken leg.