Herkesi memnun etmek asla kolay değil.
- It is by no means easy to please everybody.
Onun asla cesareti eksik değil.
- He is by no means wanting in courage.
O politikacı kesinlikle dürüst değil.
- That politician is by no means honest.
Bu kesinlikle kolay okunmuyor.
- This is by no means easy reading.
O hiçbir şekilde kibar değil.
- She is by no means polite.
O hiçbir şekilde mutlu değildi.
- He was by no means happy.
O hiçbir şekilde mutlu değildi.
- He was by no means happy.
Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.
- Her explanation is by no means satisfactory.