uncertain of the facts

Englisch - Türkisch

Definition von uncertain of the facts im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

unsure

emin değil

Tom daha sonra ne söyleyeceğinden emin değildi. - Tom was unsure what to say next.

Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik. - We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like to live in the same house as us.

unsure

belirsizlik

unsure

{s} emin olmayan

Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür. - A sure friend is seen in an unsure matter.

unsure

güvenilmez/şüpheli

unsure

{s} riskli

unsure

{s} emniyetsiz

Englisch - Englisch

Definition von uncertain of the facts im Englisch Englisch wörterbuch

unsure

Silbentrennung

un·cer·tain of the facts

Türkische aussprache

ınsırtın ıv dhi fäks

Aussprache

/ənˈsərtən əv ᴛʜē ˈfaks/ /ənˈsɜrtən əv ðiː ˈfæks/