O şu anda durdurulamaz fakat sorun onun kariyerinin zirvesinde ne kadar kalacağıdır. - He's unstoppable right now but the question is how long he can remain at the pinnacle of his career.
Onlar durdurulamaz görünüyor. - They seem unstoppable.
Englisch - Englisch
Definition von unable to be stopped im Englisch Englisch wörterbuch