Çocuklarım birer nimet.
- Mis hijos son una bendición.
Haritadaki kırmızı hat bir demiryolunu temsil ediyor.
- La línea roja en el mapa representa una vía férrea.
Lütfen hikâyeyi bana bir defa daha anlat.
- Por favor, cuéntame la historia una vez más.
Avokado, kalp hastalıklarının tedavisinde çok kullanılan kimyasal bir bileşik olan beta-sitosterol'un potansiyel bir kaynağıdır.
- La palta es una fuente potencial de beta-sitosterol, un compuesto químico muy utilizado en el tratamiento de las enfermedades cardíacas.
O, ona bir bisiklet kullanmasını tavsiye etti.
- Ella le aconsejó que usara una bicicleta.
Kutuyu açmak için bir anahtara ihtiyacın var.
- Necesitas una llave para abrir la caja.
Ben iyi bir anne değildim.
- Yo no fui una buena madre.
And false Duessa in her sted had borne,.