Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
A nation need not necessarily be powerful to be great.
- Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.
He entered the national high school boxing championship competition.
- O, ulusal lise boks şampiyonası yarışmasına girdi.
I think it's highly unlikely that we'll ever get any help from the national government.
- Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.
He spoke to the nation on August eighth.
- Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
The dogs howled at the full moon.
- Köpekler dolunayda uludu.
We could hear wolves howling in the distance.
- Uzakta uluyan kurtları duyabiliyorduk.