ufacık

listen to the pronunciation of ufacık
Türkisch - Englisch
tiny

The Earth and Sun are just tiny dots among the billions of stars in the Milky Way Galaxy. - Dünya ve Güneş, Samanyolu Galaksi'sindeki milyarlarca yıldız arasında sadece ufacık noktadırlar.

The baby held out his tiny hand. - Bebek ufacık elini uzattı.

minute
wee
wispy
teeny
minuscule
small
very small
tiny, minute, skimpy, very small
poky
inappreciable
smallish
teeny weeny
dinky
weeny
skimpy
lilliput
bitsy
lilliputian
teenyweeny
ufacık şey
mite
ufacık olma
minuteness
ufacık tefecik
tiny; petite
ufacık tefecik tiny, diminutive, pint-sized, no bigger than
a minute
ufacık tohum
microspore
ufacık şey
wisp
ufacık şey
minikin
Türkisch - Türkisch
Çok ufak, küçücük
UFACIK
Çok ufak, küçücük: "Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı."- S. F. Abasıyanık
ufacık tefecik
Kısa boylu ve zayıf, küçük yapılı, çelimsiz
ufacık
Favoriten