Do you have a cheaper room?
- Daha ucuz bir odanız var mı?
It's easy to make and it's cheap.
- Yapması kolaydır ve ucuzdur.
Beer is taxed according to its malt content, so low-malt beer is cheaper.
- Bira malt içeriğine göre vergilendirilir, bu yüzden düşük maltlı bira daha ucuzdur.
I'd like to rent your most inexpensive car for a week.
- Ben bir hafta için en ucuz arabanızı kiralamak istiyorum.
Tom and Mary furnished their house with inexpensive furniture.
- Tom ve Mary ucuz mobilya ile evlerini döşediler.
Do you have anything cheaper?
- Daha ucuz bir şeyin var mı?
Do you have a cheaper room?
- Daha ucuz bir odanız var mı?
There's a fine line between being frugal and being cheap.
- Tutumlu olmakla ucuz olmak arasında ince bir çizgi vardır.
It's easy to make and it's cheap.
- Yapması kolaydır ve ucuzdur.
I bought this bicycle dirt-cheap.
- Bu bisikleti çok ucuza aldım.
They can make the same product much more cheaply.
- Onlar aynı ürünü çok daha ucuza yapabilir.
We get nothing so cheaply as we want.
- Hiçbir şeyi istediğimiz kadar ucuza almayız.