Ladies and gentlemen, welcome aboard.
- Bayanlar ve baylar, uçağa hoş geldiniz.
A few passengers went on board the plane.
- Birkaç yolcu uçağa bindi.
They were on board the same airplane.
- Onlar aynı uçağa bindiler.
My father can fly an airplane.
- Babam uçak uçurabiliyor.
An airplane had flown over the mountain.
- Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
The aeroplane must carry some spare fuel.
- Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.
The aeroplane landed safely.
- Uçak güvenli bir şekilde indi.
This aircraft is capable to dogfight and bomb at the same time.
- Bu uçak it dalaşı yaparken, bombalama yapabilme kabiliyetine sahip.
This aircraft company deals with freight only.
- Bu uçak şirketi sadece nakliye ile ilgilenir.
How many hours does it take to go to Okinawa by plane?
- Okinawa'ya uçakla gitmek kaç saat sürer?
It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
- Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
Tom likes making paper aeroplanes.
- Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.
The aeroplane landed safely.
- Uçak güvenli bir şekilde indi.