O, tipik bir Japon sitili evde yaşadı.
- He lived in a typical Japanese-style house.
Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
- You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.
- My mental faculties remained in suspended animation while I obeyed the orders of the higher-ups. This is typical with everyone in the military.
Başlangıç genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.
- Commencement is typically the first or second Saturday in April.
Bir arazi aracı genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
- An SUV typically uses more gas than a car.
Onun mizah tipik Fransız, çok esprili.
- His humor is very witty, typically French.
Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
- These are characteristics of the spoken language.
Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
- Japan has many different characteristics.
böyle çevirisi ama türkçedefazla kulanılmaz bu kelime.
Aurora, kutup bölgelerindeki karakteristik bir olaydır.
- The aurora is a phenomenon characteristic of the polar regions.
Onun o şekilde davranması karakteristiktir.
- It's characteristic of him to behave like that.
Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
That way of talking is typical of him.
- It is typical of him to talk that way.
It is typical of him to talk that way.
- That way of talking is typical of him.
... undergraduate and he certainly didn't have a typical post Harvard career. He did write ...
... typical cell phone of the future, and wallpaper of the future will be flexible. It turns ...