Birisi bize bir miktar üzüm getirdi.
- Someone has brought us some grapes.
O bir sepet üzümü karıştırarak inceliyor.
- She is picking over a basket of grapes.
Gelecek yıllarda, asma çok üzüm verecek.
- In the years to come, the vine will give many grapes.
Gelecek yıl bu asmalar çok üzüm üretecek.
- Next year the vines will produce many grapes.
Tom bir salkım üzüm aldı ve onları yedim.
- Tom bought a bunch of grapes and I ate them.
Üzümler salkımla yetişir.
- Grapes grow in bunches.