The prisoner asked to be released early.
- Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
The prisoner was given his freedom.
- Tutuklu serbest bırakıldı.
Tom has been an inmate of a high-security prison for the past three years.
- Tom son üç yıldır yüksek güvenlikli cezaevinin bir tutuklusudur.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
The judge concluded that the prisoner was innocent.
- Hakim tutuklunun suçsuz olduğuna karar verdi.
You're all under arrest.
- Hepiniz tutuklusunuz.
Mr. Roberto? You're under arrest.
- Bay Roberto musunuz? Tutuklusunuz.