His novel ideas are time and again getting him into trouble with his more conservative colleagues. - Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.
Taft had become very conservative. - Taft çok tutucu olmuştu.
Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden, olduğu gibi korumak isteyen kimse, muhafazakâr: "Bu tutucu yani, her fıkrasında, her yazısında belli olur."- H. Taner
Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak isteyen kimse, muhafazakâr: "Bu tutucu yanı, her fıkrasında, her yazısında belli olur."- H. Taner