What are some things you are passionate about?
- Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir?
He subdued his passions.
- O, tutkularını bastırdı.
She has a desire to be wealthy.
- Onun zengin olmak için bir tutkusu var.
Jane must stop giving way to her desire for chocolate.
- Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır.
Tatoeba is not a cult.
- Tatoeba bir tutku değildir.
Her ambition is to become an ambassador.
- Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.
It is Tom's ambition to go to the moon.
- Ay'a gitmek Tom'un tutkusudur.
Fadil was making an effort to share Layla's passions.
- Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.