tutkun

listen to the pronunciation of tutkun
Türkisch - Englisch
affected by
fond of

He has become fond of sports. - O bir spor tutkunu haline geldi.

crazy about
stuck
devotee
ambition
hooked on
flirty
enamor
ambitious
fan

I'm a huge fan of golf. - Ben büyük bir golf tutkunuyum.

He was a fan of fishing. - O bir balık tutma tutkunuydu.

crazy
fans
impassioned lover of, impassioned admirer of: sanat tutkunu passionate lover of art
amorous
enamoured [Brit.]
passionately in love
addicted to

I'm addicted to translating sentences from French into English on Tatoeba, and Spanish is tempting me sorely. - Tatoeba'da cümleleri Fransızcadan İngilizceye çevirmeye tutkunum. İspanyolca da beni son derece cezbediyor.

fond of, mad about/for, crazy about, hooked on
bug
hooked
lover
attach
{s} enamoured
tutkun olmak
be addicted
tutkun olmak
dote upon
tutkun olmak
dote on
tutkun olmak
to be addicted
tutkun olmak
addicted
tutkun olmak
addicted to
tutkun etmek
ravish
tutkun olmak
dote
tutkun olmak
to be addicted (to sth)
Türkisch - Türkisch
Gönül vermiş, meftun, meclup: "Kapıda bekleşen tutkunlarından bir tanesinin arabasına atladığı gibi, ortadan kayboluyordu."- E. E. Talu
Bir şeye alışmış, bağlanmış, düşkün kimse, müptela: "Ben yine eskisi gibi tutkunum tiyatroya."- N. Cumalı
Gönül vermiş, meftun, meclûp
Bir şeye alışmış, bağlanmış, düşkün kimse, müptelâ
meclüp
meclûp
tutkun
Favoriten