Lütfen teybi biraz kısın.
- Please turn down the stereo a little.
TV'nin sesini kısabilir miyim?
- May I turn down the TV?
Sami'nin gemisi alabora oldu.
- Sami's ship capsized.
Gemi su yükledi ve neredeyse alabora oluyordu.
- The boat shipped water and nearly capsized.
Onun yardımı reddetmekle hata yaptın.
- You were wrong to turn down his help.
Onun teklifini reddetmekten başka elimden bir şey gelmedi.
- I couldn't help but turn down his offer.
Turn the box upside down and look at the bottom.
They turned the house upside down looking for the car keys.
When it starts to boil, turn down the heat to a simmer.''.
He turned down all our offers of help.
Turn down the blankets to let them air out.