turları

listen to the pronunciation of turları
Türkisch - Englisch
on tours
tur
tour

The English team beat the Brazilian team in the international soccer tournament. - Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı, Brezilya takımını yendi.

The band are very excited about their upcoming tour. - Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.

tur
{i} round

Iceland beat England in the round of 16. - İzlanda son16 turunda İngiltere'yi yendi.

Only in the second round the Communist Party told to the working class: Do not vote the right wing. - Sadece ikinci turda Komünist Partisi, işçi sınıfının söyledi: sağ kanada oy vermeyin.

tur
{i} lap

How many laps do you usually swim? - Genellikle kaç tur yüzersin?

Tom swims laps every morning before going to work. - Tom her sabah işe gitmeden önce turlar yüzer.

tur
itineration
tur
stroll
tur
excursion
tur
outing
tur
spin

Let's go for a spin around the park. - Park civarında şöyle bir tur atalım.

tur
walk
tur
drive

Tom drives a bus and Mary is a tour guide. - Tom bir otobüs sürüyor ve Mary bir tur rehberi.

Why don't we take a drive round the island on this ox carriage? - Neden bu öküz arabasının üstünde bir ada turu yapmıyoruz?

tur
cycle
tur
ride
tur
rev

In our city, tourists are an important source of revenue. - Şehrimizde turistler önemli bir gelir kaynağıdır.

Most of the revellers are tourists. - Eğlenenlerin çoğu turist.

tur
revolution
tur
circuit
tur
touring
tur
whorls
tur
tour of
tur
to tour
tur
lap of
tur
of lap
tur
tour, trip, outing; (yürüyerek) walk, stroll; (taşıtla) drive, spin; round, lap
tur
rounder
tur
round (in a contest)
tur
round (of voting), ballot
tur
orange

I am wearing an orange t-shirt and green pants. - Turuncu bir tişört ve yeşil pantolon giyiyorum.

Tom likes to wear brightly colored orange pants. - Tom parlak renkli turuncu pantolon giymeyi seviyor.

Englisch - Englisch

Definition von turları im Englisch Englisch wörterbuch

tur
A species of wild goat, Capra caucasia, native to the western Caucasus

Then to Hanukkah's mild surprise a voice rose up and, with laconic precision, likened this rumored brother Alp to the secretion on the nether parts of a she-tur.

tur
abbr Trunk Utilization Report
tur
name of an ancient Iranian hero, one of the three sons of Faridoon
tur
The urus
Türkisch - Türkisch

Definition von turları im Türkisch Türkisch wörterbuch

TUR
(Osmanlı Dönemi) Had ve mikdar
TUR
(Hukuk) Devir,dolaşma;bir noktadan başlayarak belli yerleri gezip belli noktaya gelme;spor karşılaşmalarında kademe
TUR
(Osmanlı Dönemi) Dağ
tur
Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş
tur
Kısa gezinti
tur
Başladığı noktada biten bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat
tur
Dolaşma, gezinti
tur
Dolaşma
tur
Dolaşma: "Yemekten sonra araba ile tura çıktık."- Y. K. Beyatlı
tur
Feridun'un üç oğlundan biri
tur
Antik iran'da bir kahraman
turları
Favoriten