The English team beat the Brazilian team in the international soccer tournament.
- Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı, Brezilya takımını yendi.
Stratford-on-Avon, where Shakespeare was born, is visited by many tourists every year.
- Shakespeare'in doğduğu yer, Stratford-on-Avon, her yıl bir sürü turist tarafından ziyaret edilir.
Tom certainly deserves a round of applause.
- Tom kesinlikle bir tur alkış hak ediyor.
That last round of chemo really sapped his energy.
- Bu son kemoterapi turu gerçekten onun enerjisini çökertti.
Tom doesn't really enjoy swimming laps.
- Tom yüzme turlarından gerçekten hoşlanmaz.
How many laps do you swim every day?
- Günde kaç tur yüzersin?
Let's go for a spin around the park.
- Park civarında şöyle bir tur atalım.
Tom drives a bus and Mary is a tour guide.
- Tom bir otobüs sürüyor ve Mary bir tur rehberi.
Why don't we take a drive round the island on this ox carriage?
- Neden bu öküz arabasının üstünde bir ada turu yapmıyoruz?
In our city, tourists are an important source of revenue.
- Şehrimizde turistler önemli bir gelir kaynağıdır.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
My favorite color is orange.
- En sevdiğim renk turuncu.
Does she like orange?
- O, turuncu rengi sever mi?
Then to Hanukkah's mild surprise a voice rose up and, with laconic precision, likened this rumored brother Alp to the secretion on the nether parts of a she-tur.