Tom was wearing an orange jumpsuit and his hands were cuffed in front of him.
- Tom turuncu bir tulum giyiyordu ve elleri önünde kelepçeliydi.
Tom usually wears dungarees.
- Tom genellikle tulum giyer.
Tom was wearing an orange jumpsuit.
- Tom turuncu bir tulum giyiyordu.
Tom was wearing an orange prison jumpsuit.
- Tom portakal rengi bir cezaevi tulumu giyiyor.
Tom tossed his sleeping bag into the tent.
- Tom uyku tulumunu çadırın içine attı.
Tom gave me a sleeping bag a few weeks ago.
- Tom bana birkaç hafta önce bir uyku tulumu verdi.