This is the zoom button.
- Bu yakınlaştırma tuşu.
Tom leaned out the window of his car and pressed the button on the intercom at the gate.
- Tom arabasının penceresinden dışarıya eğildi ve kapıdaki interkom tuşuna bastı.
The keys of the piano are yellow due to age.
- Piyanonun tuşları yaşı nedeniyle sararmış.
They moved up and down the keys.
- Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
Your keyboard needs replacing.
- Senin tuş takımının yer değiştirmesi gerekir.
This keyboard is missing several keys.
- Bu klavyenin birkaç tuşu eksik.
Tom pressed one of the buttons.
- Tom tuşlardan birine bastı.
Please don't push any of these buttons.
- Lütfen bu tuşlardan herhangi birine basmayın.