trustworthy, serious, grave

listen to the pronunciation of trustworthy, serious, grave
Englisch - Türkisch

Definition von trustworthy, serious, grave im Englisch Türkisch wörterbuch

sad
{s} mahzun
sad
{s} acı

Acılı şarkıları dinlemek beni mutlu eder. - Listening to sad music makes me happy.

Yaşlı adam acı bir şekilde gülmeye başladı. - The old man started to laugh sadly.

sad
{s} acıklı

Ne kadar hüzünlü ve acıklı! - How sad and pathetic!

Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı. - The movie was so sad that everybody cried.

sad
{s} hüzünlü

Bu öylesine hüzünlü bir hikaye. - This is such a sad story.

Hüzünlü şarkılar söylemeyi sevmez. - She doesn't like to sing sad songs.

sad
{s} çok kötü: a sad state of affairs çok kötü bir
sad
{s} iflah olmaz
sad
{s} hamur olmuş
sad
hüzün

Birdenbire çok hüzünlendim. - I suddenly became very sad.

Bana böyle hüzünlü bakma. - Don't give me such a sad look.

sad
(sıfat) mahzun, üzgün, hüzünlü, üzüntülü, üzücü, acı, acılı, acıklı, hazin, adam olmaz, iflah olmaz, kasvetli, iç karartıcı, koyu, hamur olmuş
sad
üzüntü

O, bana üzüntülü şekilde baktı. - She looked sadly at me.

Üzüntüsünü yenmesi için ona yardım etti. - She helped him overcome his sadness.

sad
{s} kederli, üzgün: sad person kederli kimse
sad
(Tekstil) koyu, donuk
sad
{s} koyu
sad
hayırsız
sad
esef edilecek
sad
yetersiz
sad
acınacak
sad
bedbaht
sad
sadnesskeder
Englisch - Englisch
sad