troubled, irritated by something unwanted or unliked; vexed

listen to the pronunciation of troubled, irritated by something unwanted or unliked; vexed
Englisch - Türkisch

Definition von troubled, irritated by something unwanted or unliked; vexed im Englisch Türkisch wörterbuch

annoyed
{s} kızgın

Tom kendisine kızgın görünüyordu. - Tom seems to be annoyed with himself.

Tom bile kızgın görünüyordu. - Even Tom looked annoyed.

annoyed
{s} rahatsız olmuş

Tom'un yüzünde rahatsız olmuş bir görünüm vardı. - Tom had an annoyed look on his face.

Tom, Mary'nin rahatsız olmuş göründüğünü düşündüğünü söyledi. - Tom said he thought Mary looked annoyed.

annoyed
içerlemek
annoyed
sinirlendi

O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi. - He became forgetful, which annoyed him intensely.

Tom bana çok sinirlendi. - Tom is very annoyed with me.

annoyed
sinirlen

Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti. - The child annoyed her with questions.

Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti. - Tom was visibly annoyed.

annoyed
{s} sinirlenmiş

Onun yüzüne bakarak onun sinirlenmiş olduğunu söyleyebilirsin. - Looking at his face, you could tell that he was annoyed.

O bekletildiği için sinirlenmişti. - She was annoyed because she had been kept waiting.

Englisch - Englisch
annoyed
troubled, irritated by something unwanted or unliked; vexed
Favoriten