Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Başkan, askeri güçleri çağırdı.
- The President called out the troops.
İngiliz birlikleri o alanı zorla işgal ediyorlar.
- British troops held that area.
O, bizim birliklerin komutanıdır.
- He is commander of our troops.