Duruşma için ABD'ye götürüldü.
- He was taken to the United States for trial.
Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.
- The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.
Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm.
- I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.
Tom yargılamaya gelmeyecek.
- Tom won't show up for trial.
Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.
- Trial and error is essential to progress.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
Facebook ve cep telefonu mesajları bir öğrenciye tecavüz etmesi nedeniyle bir adamın davasında kilit delil olarak ortaya çıkmıştır.
- Facebook and text messages have emerged as key evidence in the trial of a man for raping a student.
Tom'un davası Pazartesi günü devam ediyor.
- Tom's trial resumes Monday.
Sanık hırsız şimdi mahkeme huzurunda.
- The accused thief is on trial now.
Tom'un mahkemesi yarın başlar.
- Tom's trial starts tomorrow.
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.