O hep modaya uygun elbiseler giydi.
- She always wore trendy clothes.
O, şirin ve modaya uygun görünmek istiyor.
- She wants to look cute and trendy.
Tom ellerini kalçasına koydu.
- Tom put his hands on his hips.
Mary ellerini kalçalarına koydu.
- Mary put her hands on her hips.
Ben gençken, bir çocuğun sahip olabileceği en modern şey, bir transistör radyoydu.
- When I was young, the hippest thing a kid could own was a transistor radio.
Büyükannem düştü ve kalça eklemini kırdı.
- My grandmother fell and broke her hip.
I hate those trendy pre-wrinkled shirts.