Karım uzaktayken zor durumdaydım.
- I am inconvenienced when my wife is away.
İstasyon iki metre uzakta.
- The station is two meters away.
Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.
- The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
Biz yokken eve hırsız girmiş.
- A thief broke into the house while we were away.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu.
- The balloon was carried away somewhere by the wind.
O buradan hemen ayrıldı.
- She left here right away.
Buradan birkaç sokak ileride oturuyor.
- She lives a few blocks away from here.
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
- I slept the whole afternoon away.