traveling through the air; flight

listen to the pronunciation of traveling through the air; flight
Englisch - Türkisch

Definition von traveling through the air; flight im Englisch Türkisch wörterbuch

flying
{i} uçma

İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı. - Human beings succeeded in flying into space.

Uçmak seyahat etmek için en hızlı yoldur. - Flying is the quickest way to travel.

flying
uçuş

Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı. - The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.

Etrafta uçuşan bir sürü can sıkıcı böcekler vardı. - There were a lot of annoying insects flying around.

flying
uçan

Biz bir uçan daire gördük. - We saw a flying saucer.

Dün gece uçan bir UFO gördü. - He saw a UFO flying last night.

flying
kısa süreli
flying
havacılık
flying
{f}

Biz Pasifik üzerinde uçuyoruz. - We are flying over the Pacific.

Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm. - I saw a flock of birds flying aloft.

flying
{s} hızla geçen
flying
{i} uçak kullanma
flying
{i} uçma, uçuş; uçurma
flying
{s} havacılıkla ilgili
flying
flying buttress duvar dirseği
flying
{s} savrulan
flying
{s} dalgalanan
flying
{s} kısa
flying
(sıfat) uçan, uçuş, savrulan, dalgalanan, kısa, acele, hızla geçen, geçici
flying
istinat kemeri
flying
{s} geçici
flying
payanda
flying
tayyarecilik
Englisch - Englisch
{i} flying