O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.
- She caught sight of a rowing boat in the distance.
Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
- There is no regular boat service to the island.
Gölde kayıkla dolaşalım isterdim, sadece ikimiz.
- I'd like to float in a boat on the lake, just the two of us.
Kayık gölün dibine battı.
- The boat sank to the bottom of the lake.
Gemiyle yolculuk etmek çok eğlenceli, değil mi?
- Traveling by boat is a lot of fun, isn't it?
Gemi ile gitmek arabayla gitmekten daha uzun sürüyor.
- Traveling by boat takes longer than going by car.