trapped and unable to move

listen to the pronunciation of trapped and unable to move
Englisch - Türkisch

Definition von trapped and unable to move im Englisch Türkisch wörterbuch

stuck
şaşırıp kalmış
stuck
mahsur kalmak

Evde mahsur kalmaktan bıktım. - I'm sick of being stuck at home.

Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum. - I don't want to be stuck in an office all day.

stuck
mahsur

Üç aydır burada mahsur kaldık. - We've been stuck here for three months.

Kar fırtınasından dolayı Tom Boston'da mahsur kaldı. - Because of the snow storm, Tom was stuck in Boston.

stuck
kımıldamaz
stuck
yapışmış

Kitabın iki sayfası birbirine yapışmış. - Two pages of the book stuck together.

Ona yapmamasını söylememe rağmen o düşüncesine yapışmış. - He stuck to his opinion though I told him not to.

stuck
takılmış

Boğazımda takılmış bir balık kılçığını çıkarmayı denemek istiyorum. - I want to try and get a fish bone stuck in my throat.

stuck
saplanmış

Arabam çamura saplanmış. Onu dışarı itmem için bana yardımcı olabilir misin? - My car is stuck in the mud. Could you help me push it out?

Tom'un arabası çamura saplanmış. - Tom's car is stuck in the mud.

stuck
{f} sapla

Tom'un arabası çamura saplandı. - Tom's car got stuck in the mud.

Araba çamura saplandı. - The car was stuck in the mud.

stuck
âşık

Bill Mary'ye aşık gibi görünüyor. - Bill seems to be stuck on Mary.

stuck
stic batır/yapış/yapıştır
stuck
get stuck saplanmak
stuck
vurgun
stuck
yolda kalmak
stuck
tutkun
stuck
batmak
stuck
yapışmış/takılmış
stuck
(İnşaat) sıkışmış, tıkanık
stuck
f., bak. stick 2
Englisch - Englisch
stuck
trapped and unable to move

    Silbentrennung

    trapped and un·a·ble to move

    Türkische aussprache

    träpt ınd ıneybıl tı muv

    Aussprache

    /ˈtrapt ənd ənˈābəl tə ˈmo͞ov/ /ˈtræpt ənd ənˈeɪbəl tə ˈmuːv/
Favoriten