Bu yer toplu taşıma için uygun değildir.
- This place isn't convenient to public transportation.
Toplu taşıma sistemi saat gibi çalışır.
- The public transportation system runs like clockwork.
Bu cadde tehlikeli eşya nakilleri için kapalı.
- This street is closed for transports of dangerous goods.
Sami mobilyalarını taşımak için kendi kamyonunu kullandı.
- Sami used his own truck to transport his furniture.
Hırsızlar, devasa altın madalyonu yakındaki Monbijou Park'a taşımak için bir el arabası kullandılar.
- The thieves used a wheelbarrow to transport the giant gold coin to nearby Monbijou Park.
Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.
- I know you can rely on him for transportation.
Konsolosluk Tom için tıbbi ulaşımı düzenlemeye yardımcı oldu.
- The consulate helped arrange medical transport for Tom.
Toplu taşıma aracı ile oraya gitmek can sıkıcı.
- It's a pain in the neck to get there by public transportation.
Sami mobilyalarını Kahire'ye nakletti.
- Sami transported his furniture to Cairo.
Taşımacılık araçlarımız yok.
- We have no means of transportation.
Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
- This place isn't convenient for public transportation.
Taşımacılık araçlarımız yok.
- We have no means of transportation.
Hangi ulaştırma aracıyla buraya geldin?
- By what means of transport did you get here?
Bisikletler egzersiz sağlayan ve kirliliği yaymayan bir ulaştırma şeklidir.
- Bicycles are a form of transportation that provides exercise and does not emit pollution.