O, bazı uyuşturucu kaçakçıları için para aklıyordu.
- She laundered money for some drug traffickers.
Trafik kurallarına uymalıyız.
- We should obey the traffic rules.
Trafik kurallarına uymalıyız.
- We must observe the traffic regulations.
Genişleyen kaldırımlar trafiğin akışını yavaşlatıyor.
- Curb extensions force traffic to slow down.
Bu yol üzerinde sürekli bir trafik akışı vardır.
- There is a constant flow of traffic on this road.
Karıncayiyenlerin dünyada en çok ticareti yapılan memeli olduğu söyleniyor.
- Pangolins are said to be the world's most trafficked mammal.
İş çıkışındaki yoğun trafiğe yakalanmak korkunçtur.
- It's horrible to get caught in rush hour traffic.
Babam bu sabah trafik sıkışıklığı nedeniyle işe geç kaldı.
- My father was late for work this morning because of a traffic jam.
It's units of study are regions or oceans, long-distance trades , the traffic of cults and beliefs between cultures and continents.
Traffic is slow at rush hour.