Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı.
- There were traces of blood inside Dan's car.
Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir.
- This security system allows us to trace employees movements anywhere they go.
Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir.
- This security system allows us to trace employees movements anywhere they go.
Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili hiçbir iz bulamadı.
- The police looked everywhere and could find no trace of Tom.
Ondan tek bir iz bulmadık.
- We didn't find a single trace of it.
Polis kimsenin izlerini bulmadı.
- The police didn't find anyone's traces.
Onda kötülüğün zerresi bile yoktu.
- There was no trace of evil in her.
Your cell phone company can put a trace on your line.
... lf we were to trace our lineage back far enough, ...
... And most of my opinion, actually, I can trace back to ...