Bu sana bahsettiğim şehir.
- This is the town I told you about.
Şehirlerde, hız saatte 50 km ile sınırlıdır.
- In towns, speed is limited to 50 km/h.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Life in a small town is boring.
Onun ebeveynleri ana ilçe merkezinde yaşıyor.
- His parents live in the main county town.
Kente düzenli otobüs servisi var mı?
- Is there regular bus service to the town?
Kenti tanımak için çevrede dolaştı.
- He walked around to see the town.
Belediye binası 1895 ve 1897 yılları arasında inşa edildi.
- The town hall was built between 1895 and 1897.
Burası belediye binasıdır.
- This is the Town Hall.
Tom'un sana şehir merkezini gezdirmesini isteyebilirim.
- I could ask Tom to show you around town.
Şehir merkezine gidiyorum.
- I'm going to the center of town.
... which the coastal towns have lost ...
... from here one can explore the islands of the gulf of antalya or visit other towns ...