torunlar

listen to the pronunciation of torunlar
Türkisch - Englisch
grandchildren

I didn't know your grandchildren lived in Boston. - Torunlarının Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

He sat surrounded by his grandchildren. - Torunları tarafından çevrilmiş şekilde oturdu.

cion
descendants
progeny
torun
descendant

He was a descendant of Julius Caesar. - O, Julius Caesar'ın torunu.

We want to leave our descendants a clean and green earth. - Torunlarımıza temiz ve yeşil bir dünya bırakmak istiyoruz.

torun
grandbaby
torun
grandchild

An old man sat surrounded by his grandchildren. - Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.

He sat surrounded by his grandchildren. - Torunları tarafından çevrilmiş şekilde oturdu.

torun
grandson

The old man is always accompanied by his grandson. - Yaşlı adama her zaman torunu eşlik eder.

Kublai Khan is the grandson of Genghis Khan. - Kubilay Han Cengiz Han'ın torunudur.

torun
grandkids
torun
granddaughter

My granddaughter is listening to my wife. - Torunum karımı dinliyor.

I have a granddaughter about your age. - Yaklaşık senin yaşında bir kız torunum var.

torun
offshoot
torun
grandchild, descendant
torun
grandchildren

I didn't know your grandchildren lived in Boston. - Torunlarının Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

He sat surrounded by his grandchildren. - Torunları tarafından çevrilmiş şekilde oturdu.

Türkisch - Türkisch

Definition von torunlar im Türkisch Türkisch wörterbuch

torun
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu: "Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper!"- A. Ş. Hisar
Torun
(Osmanlı Dönemi) NEVADE
Torun
(Osmanlı Dönemi) NAFİLE
Torun
sıbt
Torun
neve
Torun
hafid
Torun
(Osmanlı Dönemi) VERA
torun
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
torun
ç. Aynı soydan gelenler: "... mademki hepimiz Âdem'le Havva'nın torunlarıyız..."- A. İlhan
torun
Aynı soydan gelenler
torunlar
Favoriten