toplanmamış

listen to the pronunciation of toplanmamış
Türkisch - Englisch
uncollected
{a} not collected, not gathered, loose
Not collected
not brought together in one place; "uncollected garbage in the streets
{s} not collected, not gathered, not levied
not brought together in one place; "uncollected garbage in the streets"
topla
gather

Naples gathers many tourists. - Napoli çok sayıda turist toplar.

He gathered his children around him. - O, çocuklarını kendi etrafına topladı.

topla
{f} harvest

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

I don't harvest their olives. - Onların zeytinlerini toplamam.

topla
{f} summed
topla
make up

Americans who are over sixty-five make up 12.5% of the total population. - Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

topla
pick

They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting. - Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

topla
assemble

The leaders assembled in Paris for a meeting. - Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.

The crowd assembled in front of the post office. - Kalabalık postanenin önünde toplandı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

These figures don't add up. - Bu şekiller toplanmaz.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

A crowd was gathering around him. - Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.

Tom doesn't enjoy family gatherings very much. - Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

Tom finally mustered up the courage to ask Mary out. - Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Bob gave Tina almost all the stamps he had collected, and kept only a few for himself. - Bob neredeyse topladığı tüm pulları Tina'ya verdi

Tom collected coffee cups. - Tom kahve fincanlarını topladı.

topla
bunched
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

My hobby is collecting insects. - Benim hobim böcek toplamaktır.

Tom isn't currently collecting unemployment benefits. - Tom şu an işsizlik ödeneğini toplamıyor.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

The sum of 5 and 3 is 8. - 5 ve 3'ün toplamı 8'dir.

In a closed system the sum of the contained energies remains constant. - Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
Türkisch - Türkisch

Definition von toplanmamış im Türkisch Türkisch wörterbuch

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplanmamış
Favoriten