toplanmış

listen to the pronunciation of toplanmış
Türkisch - Englisch
collected

The samples were collected from two hundred medical institutions all over the world. - Numuneler tüm dünyadaki iki yüz sağlık kurumundan toplanmıştır.

The data to be discussed below was collected in the following way. - Aşağıda açıklanacak veri şu şekilde toplanmıştır.

gathered

Tom was talking to a group of men gathered around the conference table. - Tom konferans masasının etrafında toplanmış bir grup erkekle konuşuyordu.

A large crowd had gathered on the street. - Büyük bir kalabalık caddede toplanmıştı.

conglomerate
cumulative
aggregate
accumulative
agglomerate
(Bilgisayar) picked up
assembled
summed
bunched
totaled
pooled
congregate
colleeted
toplanmış sürü
roundup
toplanmış yardım
collection
topla
gather

The dictionary gathers nearly half a million words. - Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.

He gathered his children around him. - O, çocuklarını kendi etrafına topladı.

topla
{f} harvest

I don't harvest their olives. - Onların zeytinlerini toplamam.

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

topla
{f} summed
topla
make up

Americans who are over sixty-five make up 12.5% of the total population. - Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

topla
pick

Tom picked up some pretty shells on the beach. - Tom sahilde bazı güzel deniz kabukları topladı.

After I pick some blueberries, I make a tart. - Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.

topla
assemble

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

The leaders assembled in Paris for a meeting. - Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

Please add up the numbers. - Lütfen sayıları toplayınız.

These figures don't add up. - Bu şekiller toplanmaz.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

The squirrel was busy gathering nuts. - Sincap fındık toplamayla meşguldü.

We had to postpone the gathering because of rain. - Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to lend him the money he needed. - Tom sonunda Mary'nin onun ihtiyacı olan parayı ona ödünç vermesini isteme cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Tom collected old coins. - Tom eski bozuk paraları topladı.

Tom has collected a great many butterflies. - Tom pek çok kelebek topladı.

topla
bunched
acele ile toplanmış
scratch
elle toplanmış
handpicked
kan toplanmış
congested
sanırım hesap yanlış toplanmış
I believe the bill is added up wrong
su toplanmış kabarcık
blister
su toplanmış kabarcık var
I have a blister
tepede toplanmış
(saç) upswept
tepede toplanmış saç
upsweep
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

My hobby is collecting insects. - Benim hobim böcek toplamaktır.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

The whole world is watching the summit conference. - Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.

The sum of 5 and 3 is 8. - 5 ve 3'ün toplamı 8'dir.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
Türkisch - Türkisch

Definition von toplanmış im Türkisch Türkisch wörterbuch

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplanmış
Favoriten