toplana

listen to the pronunciation of toplana
Türkisch - Englisch
to meet
topla
gather

Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men. - Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.

He gathered his children around him. - O, çocuklarını kendi etrafına topladı.

topla
{f} harvest

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

I don't harvest your olives. - Senin zeytinlerini toplamam.

topla
{f} summed
topla
make up

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

topla
pick

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

After I pick some blueberries, I make a tart. - Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.

topla
assemble

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

The crowd assembled in front of the post office. - Kalabalık postanenin önünde toplandı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

These figures don't add up. - Bu şekiller toplanmaz.

Please add up the numbers. - Lütfen sayıları toplayınız.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

The squirrel was busy gathering nuts. - Sincap fındık toplamayla meşguldü.

We had to postpone the gathering because of rain. - Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him. - Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.

Tom finally mustered up the courage to ask Mary out. - Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.

topla
{f} collected

He collected a lot of stamps. - O, çok sayıda pul topladı.

Tom has collected a great many butterflies. - Tom pek çok kelebek topladı.

topla
bunched
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

He has an interest in collecting insects. - O böcekleri toplamakla ilgileniyor.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

In a closed system the sum of the contained energies remains constant. - Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.

Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words. - Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
Türkisch - Türkisch

Definition von toplana im Türkisch Türkisch wörterbuch

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplana
Favoriten