topladı

listen to the pronunciation of topladı
Türkisch - Englisch
gathered
Signatures assembled next to each other in the proper sequence for binding, as compared to nested Also called stacked
brought together in one place; "the collected works of Milton"; "the gathered folds of the skirt"
having accumulated or become more intense; "the deepened gloom"
having accumulated or become more intense; "the deepened gloom
topla
gather

Maruyama Park is a place where a lot of people gather. - Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.

Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men. - Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.

topla
{f} harvest

I don't harvest your olives. - Senin zeytinlerini toplamam.

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

topla
{f} summed
topla
make up

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

Americans who are over sixty-five make up 12.5% of the total population. - Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.

topla
pick

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

A magnet can pick up and hold many nails at a time. - Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.

topla
assemble

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

The crowd assembled in front of the post office. - Kalabalık postanenin önünde toplandı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

Please add up the numbers. - Lütfen sayıları toplayınız.

These figures don't add up. - Bu şekiller toplanmaz.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

A crowd was gathering around him. - Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.

We had to postpone the gathering because of rain. - Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him. - Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Tom collected old coins. - Tom eski bozuk paraları topladı.

Bob gave Tina almost all the stamps he had collected, and kept only a few for himself. - Bob neredeyse topladığı tüm pulları Tina'ya verdi

topla
bunched
davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı
(Konuşma Dili) We did the job and took all the trouble; others benefited from it
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

He has an interest in collecting insects. - O böcekleri toplamakla ilgileniyor.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

The sum of 5 and 3 is 8. - 5 ve 3'ün toplamı 8'dir.

The whole world is watching the summit conference. - Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
Türkisch - Türkisch

Definition von topladı im Türkisch Türkisch wörterbuch

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
topladı
Favoriten