tombullaşmak

listen to the pronunciation of tombullaşmak
Türkisch - Englisch
fatten
plump
to get plump
wax fat
plump out
grow plump
tombul
fat

She's not fat – she's just a little plump. - O şişman değil - sadece biraz tombul.

The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump. - Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.

tombul
plump

Tom is plump, isn't he? - Tom tombul, değil mi?

Every day grandfather and grandmother gave the kitten plenty of milk, and soon the kitten grew nice and plump. - Büyük babam ve büyük annem kedi yavrusuna her gün bir sürü süt verdi ve kısa sürede yavru güzel ve tombul oldu.

tombul
{s} chubby

Mary's hubby is chubby. - Mary'nin kocası tombul.

I have chubby fingers, so I can't use a small keyboard. - Tombul parmaklarım var, bu nedenle küçük bir klavye kullanamam.

tombul
round
tombul
buxom
tombul
wellrounded
tombul
stout
tombul
matronly
tombul
blowzy
tombul
roly poly
tombul
fatty
tombul
sonsy
tombul
rotund
tombul
fleshy
tombul
pudgy

I wonder if Tom is still pudgy. - Tom'un hâlâ Tombul olup olmadığını merak ediyorum.

tombul
plump, buxom, chubby, rotund
tombul
well-rounded
tombul
roundabout
tombul
elephantine
tombul
plump (person)
tombul
porky
tombul
well rounded
Türkisch - Türkisch
Tombul duruma gelmek, şişmanlamak
Tombul
yumuk
tombul
Şişman, şişkin, dolgun: "Altı tombul, boynu ince boş likör şişesi, koltuğun dibinde duruyordu."- Ç. Altan
tombul
Şişman, şişkin, dolgun
tombul
Dolgun, etli: "İçerde tombul yanakları kızarmış, ter içinde tıknaz bir kadın kıvranıyordu."- S. F. Abasıyanık
tombul
Dolgun, etli
tombullaşma
Tombullaşmak işi
tombullaşmak
Favoriten