tombul

listen to the pronunciation of tombul
Türkisch - Englisch
fat

The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump. - Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.

A fat white cat sat on a wall and watched them with sleepy eyes. - Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.

plump

Every day grandfather and grandmother gave the kitten plenty of milk, and soon the kitten grew nice and plump. - Büyük babam ve büyük annem kedi yavrusuna her gün bir sürü süt verdi ve kısa sürede yavru güzel ve tombul oldu.

The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump. - Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.

round
buxom
wellrounded
stout
roly poly
fatty
sonsy
rotund
fleshy
pudgy

I wonder if Tom is still pudgy. - Tom'un hâlâ Tombul olup olmadığını merak ediyorum.

plump, buxom, chubby, rotund
well-rounded
roundabout
chubby

I have chubby fingers, so I can't use a small keyboard. - Tombul parmaklarım var, bu nedenle küçük bir klavye kullanamam.

Tom thinks Mary is a bit chubby. - Tom Mary'nin biraz tombul olduğunu düşünüyor.

elephantine
plump (person)
porky
matronly
blowzy
well rounded
tombul güve
tussock moth
tombul kadın
butterball
tombul keler
(Hayvan Bilim, Zooloji) stenodactylus grandiceps
tombul kertenkeleler
(Hayvan Bilim, Zooloji) stenodactylus
tombul kimse
a round person
tombul kimse
roly poly
tombul tüp
gas cylinder
Türkisch - Türkisch
Şişman, şişkin, dolgun: "Altı tombul, boynu ince boş likör şişesi, koltuğun dibinde duruyordu."- Ç. Altan
Şişman, şişkin, dolgun
Dolgun, etli: "İçerde tombul yanakları kızarmış, ter içinde tıknaz bir kadın kıvranıyordu."- S. F. Abasıyanık
Dolgun, etli
yumuk
tombul
Favoriten