Sami, sorunlarından uzaklaşmak ve serser olmak istiyordu.
- Sami wanted to walk away from his problems and become a drifter.
Sanırım bu kargaşadan uzaklaşmamın zamanıdır.
- I think it's time for me to walk away from this mess.
Tom Mary'nin uzaklaşmasını izledi.
- Tom watched Mary walk away.
Company lawyers told him to walk away from the deal.