Ona nereye gittiğini sordum.
- I asked him where he was going.
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your father went?
Kadını nerede gördün?
- Where did you see the woman?
Demiryolu istasyonu nerede?
- Where is the railroad station?
Demiryolu istasyonu nerede?
- Where is the railroad station?
Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
- We anticipated where the enemy would attack.
Nereden kitap alabilirim?
- Where can I buy books?
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Hani küçük prensesim?
- Where's my little princess?
Durum ya batarsın ya da çıkarsın noktasına geldi.
- The situation has come to the point where we either sink or swim.
Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.
- One's point of view depends on the point where one sits.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
The snowbirds travel where it is warm.