Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to walk lamely; to limp

listen to the pronunciation of to walk lamely; to limp
Englisch - Türkisch

Definition von to walk lamely; to limp im Englisch Türkisch wörterbuch

halt
{f} durmak; durdurmak
halt
duruş
halt
durma

Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi. - The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.

Mavi spor araba durma noktasına geldi. - The blue sports car came to a screeching halt.

halt
{f} durdur

Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler. - They were unanimous that the war should be brought to a halt.

Fırtınadan dolayı trenler durduruldu. - It was because of the storm that the trains were halted.

halt
{i} duraklama
halt
{i} duraksama
halt
dur/durdur
halt
(isim) durma, duraksama, mola yeri, küçük istasyon
halt
{f} aksamak
halt
sakatlar
halt
{f} tereddüd etmek
halt
topal/durak/duruş
halt
duruş, durmak Dur
halt
duraklamak
halt
(Askeri) MOLA, DURMA: Bir yürüyüşte mola, toplanma, yemek yeme, tertiplenme, benzin vesaire ikmali maksadıyla veya arızı sebeplerle yapılan durma
halt
son vermek
halt
kusurlu olmak
halt
{f} tökezlemek
halt
aksak
Englisch - Englisch
halt
to walk lamely; to limp
Favoriten