Hâlâ hafif bir topallamam var.
- I still have a slight limp.
Tom hafif bir topallama ile yürür.
- Tom walks with a slight limp.
Tom topallayarak yürür.
- Tom walks with a limp.
Sen artık topallamıyorsun.
- You're not limping anymore.
Tom Mary'nin aksamasıyla alay etmemeli.
- Tom shouldn't make fun of Mary's limp.
Tom Mary'nin aksadığını fark etti.
- Tom noticed that Mary was limping.