İzleri hala bulunabilir.
- Their traces can still be found.
Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir.
- This security system allows us to trace employees movements anywhere they go.
Ondan tek bir iz bulmadık.
- We didn't find a single trace of it.
Polis kimsenin izlerini bulmadı.
- The police didn't find anyone's traces.
Onda kötülüğün zerresi bile yoktu.
- There was no trace of evil in her.